16 Ocak 2011 Pazar

Aile, Çocuk ve Güzel Ahlak

Toplumdaki en küçük, en temel birim olan ailenin yapısı ne denli güçlü ise, millet ve devlet de o derece güçlü olur. Değerlerini yitiren, bireyleri arasında sevgi, saygı ve beraberlik duyguları körelen ailelerden oluşan devletin güçlü olması zordur. Aile yapısı çöken dinden uzak toplumlar, hızla manevi ve ahlaki dejenerasyona doğru yol alır.

Din ahlakına sahip insanların yaşadığı çevreler, özlem duyulan, huzur ve güven içindeki ortamlardır. İslam barıştır, ışıl ışıl aydınlıktır; insana gerçek sevgiyi, şefkati, merhameti, dostluğu tarif eder, sevmenin sanatını öğretir. O’nun sınırları içerisinde yaşayan insan da her zaman ve her ortamda dürüst, samimi karakter özellikleri, saygı ve sevgi dolu davranışlar sergiler.


Din yalnızca belirli ibadetlerden oluşmaz. Gerçek din, yaşamın her anını kapsar ve insanlara Kur’an ekseninde güzel ahlak özellikleri kazandırır. Güzel ahlak özelliklerinin de ibadet olduğu bilincine sahip insan Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmak için yaşamının her anında Kur’an'la bildirilen üstün ahlakı yaşamaya çaba gösterir.


Günümüz toplumunda, anne ve babaya itaatsiz, saldırgan çocuklara ve onlara doğruyu yanlışı anlatmayan, onlarla ilgilenmeyen, birbiriyle de geçimsiz, sürekli tartışan anne- babalara çok sık rastlıyoruz. Bu evlerde, itaat, sevgi, saygı, anlayış ve şefkat yerine kavga, hakaret ve isyan hakimdir.


Kur’an ahlakına uygun yaşam süren bir ailede ise bu ailelerdeki sorunlar yaşanmaz. Bu evlerde, anne- babaya itaatli, Allah'ın buyruğu gereği onlara "öf" bile demeyen, kötülüklerden uzak duran vicdanlı çocuklar yetişir. Bu ailelerin anne babaları çocuklarının hayırlı insanlar olmaları için çaba harcayan, birbirlerine de sevgi ve saygı gösteren, davranışları ile örnek insanlardır.


Her Anne Baba ‘İyi’ Değildir


Her toplumda olduğu gibi, toplumumuzda da ahlak dışı yaşayan, çocuklarını da kendi yaşantılarına çekmeye çalışan anne babalar vardır. Çocuk, anne-babası olduğu için bu kişilerin fikirlerine boyun eğmek zorunda değildir. Allah Kur’an’da, ahlak dışı davranan anne babaya itaati yasaklar.


Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (Ankebut Suresi, 8)


Bugün cezaevleri hırsızlık yapmış, insanlara/devlete zarar vermiş, cinayet işlemiş anne-babalarla doludur. Bu anne-babaların çocukları, onlarla birlikte yaşamak zorunda değildir. İnsanların genelde söylediği gibi her anne-babanın, çocuklarının iyiliğini ve sağlığını gözeterek hareket ettikleri görüşü gerçek dışıdır. Her aile çocuk açısından güvenli bir ortam sunmaz. Bugün kadın sığınma evleri, aile bireylerinden ya da eşinden şiddet görmüş kadınlarla doludur.


Birçok aile, çocuklarının düşüncelerine ve inançlarına saygı duymaz. Kızını istemediği biriyle evlendirerek adeta mal gibi satan ya da biriyle konuşurken görüldüğü için çocuğunu feci şekilde döven hatta öldüren aileler vardır. Bugün hala süregelen töre cinayetleri de bunun dehşet verici örneklerindendir. Kısacası her aile ortamı çocuklar için huzurlu ve güvenlidir demek mümkün değildir.

Kur’an ahlâkını gerçek anlamda yaşayan ailelerde yetişen çocuklar topluma, devletine, milletine yararlı bir yurttaş, ailesini seven, saygılı bir evlat, özverili bir arkadaştır. Bu yapıdaki bireylerin oluşturduğu bir milletin huzurlu, mutlu ve birlik ruhuna sahip güven dolu bir yaşamı olur. Kur’an, birlik içinde ve güçlü olmanın sırrını şöyle haber verir:

Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder