7 Mart 2011 Pazartesi

Zorlu İmtihanlar



Zor zamanlar, insanın Allah’a olan sadakatini ve teslimiyetini gösterebileceği, aynı zamanda sonsuz ahiret hayatı için de çok fazla ecir kazanabileceği anlardır. Allah’ın inanan insanlar için yarattığı çok değerli zamanlarda, iman sahibi insan tüm bunların ardındaki hayır ve hikmeti bekler. Yaşadığı her anın Allah’ın kendisi için yaratmış olduğu güzellik ve ecir fırsatı olduğunu düşünür. İnanan insanın, karşısına çıkan görüntülerle yüzleşme zamanında göstereceği sabır, ahiretteki sonsuz yaşamında kesinlikle karşılığını alacağı en güzel ahlak özelliklerindendir. Allah’a duyulan aşkın en güzel ifade edilebileceği zamanlardır zorluk anları…



Tarih boyunca tüm peygamberler/elçiler yurtlarından sürülmüş, baskı altına alınmış, hatta öldürülmeye kadar varan zorluklar yaşamışlardır. Ancak tümü bu zorlu olayları Allah’a duydukları aşk ve imanlarından kaynaklanan şevkle karşılamışlardır. Hz. Yusuf iftiraya uğramış, suçsuz olduğu bilinmesine rağmen yıllarca zindanda kalmıştır. Hz. İbrahim kavminin ileri gelenlerince ateşe atılmış, Hz. Musa Firavun’un, Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)de kavminin tehdit ve baskılarıyla karşılaşmıştır. Ancak bu kutlu insanların hepsi, yaşadıklarının imtihan olduğunun bilincinde Rabb’lerine teslim olmuş, O’na güvenip dayanmışlardır.



Bugün de inanan insanlar, Kuran ahlakını yaşama ve bu ahlakın diğer insanlara anlatılması konusunda aynı kararlılık içinde olmalıdırlar. Yaşanan zorluklardan asla yılgınlık ve ümitsizliğe kapılmamalı, Kuran’da bildirilen kardeşlik ve özveri duygularıyla bu değerli anların kazandıracağı ecri kaçırmamalıdırlar.



Kusursuz imtihan mekanı olan dünyada, yine kusursuzca yaratılmış olan uğraşılar ve nefsani çıkarlar, onları bu üstün ahlakı yaşamaktan alıkoymamalıdır. Kuşkusuz Yüce Allah’ın Katında takdir ettiği sonuç gerçekleşecektir. Bu sonuca vesile olanlar gösterdikleri bu ciddi çabanın ahirette karşılığını alırken, özveriden ve mücadeleden kaçınanlar kayba uğrayacaklardır. Allah’ın kendileri için hikmet ve hayırla yarattığı zamanları değerlendirememiş ve ecir imkânlarını kaçırmış olacaklardır.



En güzel sonuç Kur’an’da da haber verildiği gibi mutlaka inananların lehine olacak, Kur’an ahlakı tüm insanlar arasında hakim olacaktır. Allah bütün noksanlıklardan münezzeh, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve kesinlikle galip gelendir; "Ol" sözüyle dilediğini yapandır. İnsan ise Rabb’i karşısında ihtiyaç ve acz içinde olandır, Allah’ın yardımına, desteğine ve rahmetine muhtaçtır. Bu nedenle göstereceği çaba insanın yalnızca kendi kurtuluşu için olacaktır. Dahası, kendisi özveriden kaçınacak olsa da, samimi müminler sorumluluklarının bilincinde, ellerinden gelen en ciddi çabayı göstereceklerdir.



Şu unutulmamalıdır ki, Yüce Allah beğendiği bu güzel ahlakı yaşamayı içten arzulayan kullarını görünen/görünmeyen yardımıyla zafere ulaştıracaktır. Bu, "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." (Mücadele Suresi, 21) ayetiyle de haber verildiği üzere Allah’ın samimi kullarına olan vaadidir ve O vaadinden asla dönmez.



Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder